Ana içeriğe atla

Espresso Tarihçesi

Kaynayan su buharının kahveden geçirilmesi fikri ilk olarak 1820 yılında Fransız Bernard Rabaut tarafından uygulanmaya başlandı. Kısa süre içerisinde bu metod kahve satıcıları tarafından kullanılır hale geldi. Bir başka Fransız Edwarda Loysel De Santais ise ilk defa bu metodu kullanan bir makine icat ederek bunu 1855 yılında Paris Fuarı'nda tanıttı. Espresso tarihi için bir mihenk taşı olan bu makine bir ilkti ama ortada bir sorun vardı. Kahve yavaş oluyordu ve bir kahve için sabırsız insanlar beklemek istemiyorlardı. Öyle ki bir kahve için 10 dakikayı dahi bulan bekleme süreleri oluyordu.
Gelişmeye başlayan küresel iş dünyasında işe gitmeden önce veya iş aralarında bu bekleme süresi insanlara uzun gelmeye başlamıştı. Kahvenin yapılış sürecini kısaltmak kahve satıcılarının daha hızlı hizmet verebilmesi için çok önemliydi. Böylece suya basınç uygulama fikri ortaya çıktı. Alman Gustav Kessel bu fikrin sahibiydi ve 1978 yılında bu fikrin patentine sahip oldu. Kessel yaptığı deneyler sonrasında su buharını basınçla kahve yatağından geçirip bardağa akıtarak hızlı kahve yapmaya başladı. Hatta yaratmış olduğu bu makine, kahve yapılışı bittikten sonra yeni bir buhar oluşturarak kahve yatağında kalan kahve tortularını dahi temizliyordu. Ancak şimdi de ortaya başka bir sorun çıkıyordu. Teori ve laboratuar alanında deney iyiydi ama böyle bir makineyi o anda yapmak imkansızdı. Basınç sayesinde suyun buharıyla kahvenin yapılması fikri komşu İtalya'da da oldukça tutmaya başladı. Böylece 1884 yılında İtalyan Angelo Mariondo, Kessel'in fikrinden esinlenip benzer bir makine yaratmayı başardı. Makine, ısıtılan su kazanının 1,5 bar basınçla suyu kahve yatağından geçirip demlenmeyi tamamlıyordu. Artık gerçekten buhar basıncıyla suyun kahve yatağından geçmesiyle kahve yapmaya yarayan bir makinenin doğumu gerçekleşecek gibiydi ve Mariondo bunu aynı yıl Torino Fuarı'nda tanıttı ama burada da sorun çıktı. Makine kahveyi yapamadı. Ya istenilen basınç yeterli değildi ya da öyle fazla oluyordu ki her tarafa kahve püskürtüyordu. Buna rağmen fuarda üçüncülük ödülünü aldı aldı İtalyan Mariondo, her ne kadar kimse kahve içememiş olsa da.
Dünya 1901 yılında gerçek espresso makinesiyle tanışacaktı. İtalyan Luigi Bezzera uzun yıllar süren çalışmaları sonucu kahvenin yatağından bardağa düzgünce akması için portafilter düzeneğini kurdu. Espresso gelişimi için devrim olan bu makine de kahve hem akarken dağılmıyor hem de birden fazla kahve üretebiliyordu. Sadece tek bir sorun vardı, makine, buhar nedeniyle fazla ısınıyordu. Bu nedenle makineyi zaman zaman soğutmak gerekiyordu, belirli aralıklarla kahve yapılamıyordu. Makine aslında bir yere kadar yine de iyi çalışıyordu ama burada da Bezzera'nın pazarlama eksikliği ortaya çıktı. Çalışan ve işini yapan, tam da istenen bir makine ama birçok mucit gibi satışını yapamadı.
Burada devreye bir başka İtalyan Desiderio Pavoni girdi. Pavoni, kahve için gelecek sayılan bu icatı görünce 1903 yılında patentini satın alarak Bezerra ile beraber çalışmaya başladı.İlk iş olarak makineyi ısıtan buharın çıkarılması için sistemi geliştirdiler. Böylece ellerinde tam istedikleri gibi kahve yapan bir makine vardı ve yaptıkları kahveye "cafee espresso" adını verdiler, yani hızlı kahve". Espresso ayrıca "sadece senin için" anlamında da kullanılabilmesi nedeniyle bu ikili kahvelerini sunarken "sadece senin için, hızlıca" mottosunu benimsemişlerdi. 1906 yılındaki Milan Fuarı ile böylece artık çalışan bu makinenin tanıtımı yapılmış oldu. Elbette bugünkü modern espresso gibi espresso yapamıyordu, çünkü bu makine de henüz sadece 1,5-2 bar basınç üretebiliyordu ve istenilen tat seviyesine bir türlü ulaşmıyordu. Amacı hızlı bir kahve yapmaktı ve bir saat içerisinde 100 bardaktan daha fazlasını yapabiliyordu. Ancak sürekli çalışması sonucu her ne kadar buharı çıkaran düzeneği kurmuş olsalar da oluşan buhar yine de makineyi fazlasıyla ısıtıyordu. Bir süre sonra da kahveler yanık olarak çıkmaya başlıyordu. Daha kötüsü makine de yanıyordu.
Kahvenin ülkedeki popülaritesini gören bir başka İtalyan girişimci Teresio Victoria Arduino ilk iş olarak espressoyu tanıtmaya koyuldu. Espresso kahvesinin bugüne kadar yapılan en güzel kahve olduğunu, yapılması esnasında kullanılan tekniği ve özellikle de hızlı olması Arduino'nun tanıtımının başlıca maddeleriydi. Espresso tarihi içinde yer alan ilk pazarlama adımı da böylece atılmış oldu. Hatta Arduino'nun tren kapısını açıp dışarıdaki makineden espresso yapan sarı montlu adam afişi o kadar etkili oldu ki bugün bile İtalya'da birçok kahve satıcısının duvarlarında kullanılmaktadır. "Hızlı bir tren kadar hızlı bir kahve" fikri gerçekten espresso için üretilmiş belki de en orjinal söylemdir. Ne de olsa ikisi de "ekspres". Arduino bununla kalmayıp oldukça şık kahve makineleri de icat etmeye başladı. Makinenin üstüne kartal sembolü koyarak harika bir görüntü ortaya çıkardı. Öyle ki bu makineler Milan dışına da ithal edilmeye başlandı ve avrupa kıtası artık yavaş yavaş espresso ile tanışmaya hazırdı. Her şey güzel ama basınç hala bir sorun olarak görünüyordu tam bir konstantre kahve oluşamadığı için. Burada yine Arduino devreye girerek piston kullanımı fikrini ortaya attı. Espresso tarihi için bir diğer mihenk taşı olan bu fikir 1930 yılında İtalyan Marco Cremonese'un dikkatini çekti ve üzerinde çalışmaya başladı. Nihayetinde buhara daha çok basınç uygulayan vidalı pistonun makinelere nasıl monte edileceğine dair sistemi kurguladı ama ömrü bunu makinelerde göstermesine yetmedi. Teorisinin uygulamaya geçmesini göremeden 1936 yılında ölen Cremoese'nin eşi Rosetta Scosa, kocasının icadını satmaya kalkışmışsa da başarılı olamadı.
1938 yılında yine bir İtalyan Giovanni Achille Gaggia el gücüyle basınç uygulanan vidalı pistonun eklendiği ilk espresso makinesini üretmeyi başardı. Ancak araya ikinci dünya savaşının girmesi bütün bu çalışmaların gelişmesi yerine durmasına neden oldu. Savaşın bitiminden sonra ise Gaggia'yı fikir hırsızı suçlamasıyla Rosetta Scosa mahkemeye verecekti. Mahkeme süresi esnasında Gaggia iki yıllık zamanda boş durmamasının meyvesini almıştı.
Gaggia'nın aklında vidasız bir piston sistemi yaratmak vardı çünkü şu anda var olan düzeneğin uzun süreli olduğunu düşünmüyordu. Espresso tarihi ele alındığında Evreka etkisi gibidir. Zira bu buluşla yaylı bir piston kullanarak modern espresso makinesi yapılışının önünü de açmış oldu. İlk modellerinde elle kontrol edilen kaldıraç ile yay sıkıştırılıp ardından kaldıraç bırakıldığında yayın yüksek gerilim gücüyle pistonu itmesi sonucu sıcak su ince öğütülmüş kahve yatağından geçip ortaya güzel bir espresso ortaya çıkarıyordu.
1947 yılında ortaya çıkardığı makine bugünkü espresso makinelerinin temelidir. Bu makine de basınç artık 8-10 barlara kadar çıkıyor ve istenilen konsantre elde edilmiş olup espresso üzerinde köpük de meydana geliyordu. Köpük ortaya çıkarken oluşan kremamsı görüntü nedeniyle bir süre boyunca espresso değil de "cafee crema" yani kremalı kahve ismi de kullanılmıştı.
Espresso tarihi için anlamlı adım olan bu makine ile şu an tadına doyamadığımız üstü kremalı gerçek espressoyla tanışmış olduk. Bu makinede daha fazla basıncın ortaya çıkmasıyla bugünkü modern espresso makineleri için de ideal basınç 9 bar (net basınç) olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ancak elle işlem gören pistonlu bu makinede basınç her zaman 9 barı bulamayabiliyordu. 1960 yılında tahmin edebileceğiniz gibi İtalyan olan Carlo Ernesto Valente'nin ürettiği E61 model espresso makinesi tamamiyle bugünkü makinelerin de ilk doğumu olmuştur. Bu makinede pistonun yerini artık otomatik pompalama almıştır ve 9 bar basınç sabitlenmiştir.
9 bar basınç demek dünya atmosferine kendisinden 9 kat daha fazla basınç uygulamak demektir. Bugünkü ev için uygun olan modern makinelerin çoğunda 9 bar basınç sistemi sabit haldedir. Daha profesyonel işlem gören makinelerde ise basınç sistemini kontrol edeceğiniz 15 bara kadar çıkan sistem de mevcuttur ama burada artık sizin su seviyesi, sıcaklığı, kahve miktarı vb. gibi işlemlerle oynamanız gerekmektedir.
En basit tarifiyle ideal bir espresso; 7 gram ince öğütülmüş kahve ile 88-93 derece arasındaki suya 9 bar basınç uygulanması sonrası 15 saniye civarında oluşan 30 milimetrelik katıksız lezzettir...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Franchising

Franchising sistemin belirlenmiş kollarından olan yiyecek sektörü üzerinde oldukça büyük çalışmalar ve hizmetler verildiği gözlemleniyor. İngilizce bir kelime olan franchising, Fransızca bir kelime olan  “affanchir”  kelimesinden türetildiği belirtiliyor. Herhangi bir ürüne ya da hizmet üzerinde denenmiş olan ve kalitesi kanıtlanmış başarılı bir markaya, isme ya da bu markaların satış dağıtımlarını yapabilmeleri için belirlenmiş bedel karşılığında veren taraf olarak biliniyor. Bu sistemin doğrudan ya da dolaylı bir malı, belirlenmiş bedel karşılığında Franchisor’un ticari ismini ya da markasını kullanım zorunluluğu ile taraflar arasında yapılan anlaşmanın sonucu olarak meydana geliyor. Birden fazla tür içeren franchising, oldukça kazançlı bir büyüme türü olarak halk arasında biliniyor. Bu türlerden bazıları; Ulusal ve Uluslararası Franchising Ürün ve Marka Franchising İşletme Sistemi Frachising şeklinde oluşturulmuş türleri ile girişimci ve yatırımcı kişilerin dikkatini çekm

Latte'den Cappuccino'ya Kahve Çeşitleri Ve Yapılışları

Türk kahvesiyle başlayıp hazır kahve içmemizle devam eden bu kahve sevdamız, 3. nesil kahvecilerin artmasıyla yeni bir boyut kazandı. Ülke olarak en çok içtiğimiz siyah çayı genç nesille birlikte sollayan kahve, artık elimiz ayağımız oldu. Sınav zamanlarımızın vazgeçilmezi, iş ortamımızda bizden biri. Gerçekten günlük hayatımızın bir parçası olan kahvenin tüm çeşitlerine hakim miyiz? Hepsini görelim, öyle karar verelim.. 1) Tüm tariflerin başrolünde espresso Neredeyse tüm kahveler espresso bazlı yapılır, üzerine süt ve su eklenerek hazırlanır. Tek başına shot olarak içilen espresso, makinelerde belirli bir oranda basınç ve yüksek ısıda suyla 25-30 ml. arası bir miktarda bardağa dökülür. 2) Lekeli Kahve Latte Macchiato "Lekeli süt" anlamına gelen Latte Macchiato, sütün üzerine espresso dökülürken lekeler oluştuğu için bu isimle anılıyor. Genelde üzerine kakao dökülerek servis edilen bu kahvede kullanılan süt yoğunlaştırılarak hazırlanıyor.